İbrahim Uygur’dan 21 Ekim gazetecilik gününe dair çarpıcı yorum…
Biz gazetecilerin en önemli görevi, insanları bilmeleri gereken konularda etkin, hızlı ve en önemlisi doğru bir şekilde bilinçlendirmektir. Bu konuda çeşitli kaynaklardan oluşan ve çoğu kez güven veren arşivlerden oluşan bir donanıma sahibizdir.
Abartılar haberlerin vazgeçilmezlerindendir. Zaten sıradan ve abartısız bir haber dünyanın en önemli haberi dahi olsa hiçbir önem az etmez hatta sıradan bir haber olarak ta görüldüğü gibi çoğu kez okunmadan bile geçiştirilir.
Her defasında toplumu ilgilendiren önemli konular gazetecilerin gündeme getirmesiyle ilgi çekmiş ve konular büyük önem kazanarak dilden dile dolaşmıştır. Etkinlikler önemli gün ve haftalar gerek siyasilerin ağzından gerekse bürokrat ve bilindik kişilerin ağzından yapılan açıklamalar gündeme gelerek kamuoyundaki yerini almıştır.
Fakat bu kadar önemli gündemi dile getiren ve kamuoyu oluşmasına neden olunan konuları birçok insan başta siyasiler ve bürokratlar olmak üzere unutmazlarken, nedense gazetecileri ilgilendiren önemli gün ve konular ise gazetecilerin gündeme getirmesiyle son dakika açıklamaları ve kutlamalarla açıklamalara dönüşmüştür.
Evet, bu gün 21 Ekim Dünya Gazeteciler Günü, yani bizlerin dile getirip siyasiler ve bürokratların görüp te kutlamak zorunda kaldıkları hatta benim yerime bir mesaj yaz servis et dedikleri önemli günlerden bir tanesi.
Birçok önemli gün e haftaları unutmayan insanlar ne acı ki biz gazetecileri ilgilendiren ve insanların doğru bir şekilde bilinçlenmelerini sağlamak için gece gündüz demeden, yağmur çamur, sıcak soğuk demeden çoğu kez çeşitli tehlikelerle karşılaşmalarına rağmen gündeme getiren gazetecilerin günlerini yine biz gazetecilerin gündeme getirmeleriyle öğrenip kutlamaya başladılar.
Geçtiğimiz pazartesi günü muhtarlar günü nedeniyle birçok kurum ve siyasi topluluk muhtarlarla bir araya geldiler. Hatta bir iki gün öncesinden muhtarların gününü kutlamak için mesajlarını bile erken gönderdiler.
Fakat söz konusu biz basın emekçileri olunca akıllarına bile gelmedi. Yine bizler kendi kendimize çaldık ve kendi kendimize oynadık tabiri bu konuya oldukça uyuyor. Bizler bu günü hatırlattık. Siyasiler açıklamalarını bizlerden duydukları haberlerle bir bir yapmaya başladı.
Oysaki en küçük biriminden en üst birimine kadar gazetecilerle bir araya gelerek günün anlam ve önemi konusunda samimiyette olmasa da göstermelikte yanınızdayız görüntüsü verile bilinirdi. Gazeteciler birçoğunun gözünde sadece lahmacunun içerisindeki kıymadan öteye gitmiyor. Fakat kendilerinin menfaatlerine dokunan bir konu olunca mangalda kül bırakmıyor ve avazları çıktığı kadar ses çıkartmaktan geri kalmayanlar var.
Maalesef sanırım böyle elmiş ve böyle gidecek. Gazetecilik mesleği sadece sahada çalışanlarla sınırlı kalmaya başladı. Patronların birçoğu ne yazık ki gazetecilik mesleği ile uzaktan yakından alakaları yokken, günü kutlanan kişiler ise yine bu patronlardan oluşuyor. Sahada çalışan gazeteciler yine kendi kaderinde ve günlerinden habersiz bir şekilde işlerine devam ediyorlar.
Tek kelime, adaletin buysa dünya inanın üstü kalsın….